Pages

1 Nisan 2014 Salı

seni anlamaya çalışıyorum...


Benim bu yazıyı yazmam gerekiyordu nasıl başlasam da nasıl bitirsem de bilemediğim ama kelimelerin zihnimden çıkması gereken bir yazı bu.. çünkü sabah akşam, gece gündüz durmaksızın işte, evde yemek yaparken rapor yazarken yani beynim sürekli bunu konuşuyor bunu düşünüyorum. O sebeple kopuk kopuktur cümlelerim rastgele, düşünce dizini şekilde ve çağrışımsal..

Seninle empati yapmaya çalışıyorum sevgili AKP’li arkadaşım, kardeşim belki hayvan gibi iyi arkadaş olup sabahlara kadar sohbet edeceğim ya da iş yerinde kahkahalarımızın ortak olacağı.. ama kesişmemiş yollarımız seninle ya da kesişse de sen çok değişmişsin belki daha güçlü ve kavga insanı / belki de ben değişmişim daha naïf ve kırılgan ama ayrılmış yollarımız istemeden de olsa…

Evet yine konudan uzaklaşıyorum. Neyse dedim ya empati yapmaya çalışıyorum belki ben bu partinin seçmeni olabilirdim en başından beri, belki üniversiteye türbanım yüzünden alınmamış yıllarca AÖF’e bel bağlamış sonra kamuda çalışamamış hatta özel sektörde bile kısır bir alana hapsedilmiş olabilirdim ki bu sebeple beni tanıyan, benim hakkımı savunduğunu düşündüğüm partinin yanında olmamdan daha normal ne olabilir ki.. ama sende biliyorsun işler değişti. Ne AKP senin başında sevdiğim, gerçek parti ne de cemaat diye bildiğin büyüklerin.. Ama inan işler çok garip biliyorum senin için de zor bu durum. Ya her şey eskisi gibi olursa n’olur. Fakat bunu en içten yaşamış ki olarak biliyorsun ki şu an ülke çok zor bir noktada.

 Gerçekten hatırı sayılır bir çoğunluksunuz ve biz çok az’ız. O sebeple senden rica ediyorum Diğer Yarım bir seferlik bu söylenenlere kulak ver çünkü çok garip şeyler oluyor şimdiye kadar bu ülkenin görmediği kadar garip şeyler.. Farklı farklı kayıtlar çıkıyor, dinimizle alay ediliyor(bakara makara fln) aklım almıyor ne zaman böyle olduk! (ben şimdiye kadar bırak bir müslümanın, müslümanlıkla dalga geçmesini başka dinlerle bile alay ettiğini görmedim, bana öğretilen tüm dinlerin kutsal olduğudur)

 

Şimdiye kadar oyuna sahip çıkmış bir kişisin 1 oyun neler ifade ettiğini de biliyorsun. Ama Senden ricam;  ülke bu kdar karışıkken nolur oyunu verirken iyi düşün. Sana diyemem ki git CHP’ye ver ya da MHP’ye ver.. Sana karışma hakkım tabi ki de yok ama sadece rica ediyorum.. Ne bileyim geçersiz oy ver iki damga bas farklı farklı partilere desinler hem SP’ye hem de SHP’ye vermiş kafası karışık biriymiş falan desinler.. bilemiyorum kafayı yiycem nasıl olur diye.
Biz ne zaman bu kadar sağduyumuzu kaybettik!

Bir yandan sen de biliyorsun olanları, yaşadıklarımızı şu 2 günde..sen 12 yıllık AKP’liysen bu memlekette yıllarca ülkü ocaklarında aktif görev almış vatan sevdası taşıyan milyonlarca MHP’li inanılır gibi değil ama CHP’ye oy verdi ve de aynı şekilde sol görüşe sahip milyonlarca kişi yıllarca savaş içerisinde bulunduğu MHP’ye..

Birşey oluyor farklı hiç bilmediğimiz hiç tanık olmadığımız ama normal değil.. sokakta günahsız çocuklar öldürülüyor.. Tv’ler dilsiz, sağır.. Bir sistem var ortada kimsenin güvenmediği.. Derin devletler meşru..Kim haksız kim suçlu göremiyorum bu şekilde göremem de çünkü düzensiz, kaotik bir sistem söz konusu.. Eşitlik ve çeşitlilikten uzak..Nolur bir sonraki seçimde bu suça ortak olma..
 

Çok güçlüsünüz ve bu hiç adil değil.. ve sen de biliyorsun ki bu kadar güç varsa altında yasal ve doğru olmayan bir şeyler mutlaka vardır.Şu an 2 parti olsa ve %60 AKP’li ve %40 CHP olsa yine bu kadar şaşırmam ve normal gelir bu düzen ancak siz %50nin üzerindesiniz ve biz parça parça bir bütün etmeyi bırak bir yarım bile etmiyoruz. Bu adil değil, çocukken oynadığın oyunları düşün sen hiç bir futbol maçında 3 kişiye 19 kişi oynayan bir takımda yer aldın mı? ben almadım eğer ki 2 mahalle bir araya gelir ve bi takım 10 kişi kalmışsa rakip mahalle destek çıkar eşit bir maç yapılırdı.. dedim ya saçmalıyorum belik şu an kurduğum cümleler alakasız ya da hepsi anlamlı bir bütün..

Maç demişken ben Fenerbahçeliyim yalnız şimdiye kadar hayatta hiç taraftar olmadım. Ne bir siyasi düşünceye ne de spor klubüne.. şimdiye kadar hatırı sayılır bir oy da kullanmadım bu ülkede birinde ÖDP’ye diğerinde SHP’ye verdim seçilmeyeceğini bile bile.. ütopya! Neden dersen zaten taraf değildim o zaman isteyen, çalışan ve azmeden kişiler sevinsin istedim en azından 1 kişiye ulaşmışız desinler istedim evet garip ama ben bu'yum! 17 yaşında öğrendim siyasetin namusla yapılamayacağını..Ama hepimizin özgürce yaşayabildiği bir ülke hayalim hala söz konusu tabi.. Tabi bazı tabularım var herkes gibi ama inan ben tabularımı yıkmaya hazırım.
Ha fenerbahçeliyim diyordum oy kullanmaya da formamla gittim nedenini sorarsan eğer Ali İsmail Korkmaz derim. Çünkü o çocuğun öldürülüşü belki inanmayacaksın ama beni yaşlandırdı yemin ediyorum tüm inancımı tüm güzellikleri de öldürdü içimde..

ve senden tek bir seferlik ricam şudur ki;

bir sonraki seçim gününde -eğer ki bir daha şeçim görürsek bu ülkede-

Şimdiye kadar hiç oy kullanmamış,suçsuz, günahsız bir çocuğun sokak ortasında dövülerek öldürülüşünü düşün.. ben öyle düşündüm!
 

Eğer ki bu yazıyı sonuna kadar okuduysan teşekkür ederim umarım gün gülerim sevincimiz ortak olur…

 

22 Ekim 2012 Pazartesi

Kupa Ası

Bugün bir kitabın daha sonuna gelmiş bulunuyorum. Alper Çeker'in 6:45 yayınlarından çıkmış Reziller! 10 numara 5 yıldız bi roman olabilirmiş bu kadar yazım hatası olmasaymış! Hikaye oldukça iyi, orası ayrı..


"Rock’n Roll efsanesi Elvis Presley öldüğünde 42 yaşında ve yalnızdı; ama bu bilginin elinizdeki romanla ilgisini henüz biz de bilmiyoruz."

 -Bülent abi, bir destede kaç tane kupa ası olur?
           -Kaç tane lazımsa evlat!

 Kahramanlarımız Cengiz ve Çeper iki farklı kişi, iki farklı hayat! Aynı semtin çocukları olan bu iki insan birbirleri ile iyi anlaşmakta arkadaşlıklarından keyif almaktadırlar.' derken farkettim ki sanki yazdıkça kitabı basitleştiriyor ve TRT formatında özetlemeye çalışıyorum. Yani okuyun, okutun.

öylesine not: Yazarın aralarda 6:45 ekibine selam çakması, filim olursa şöyle çek gibisinden önerileri okuyucuyu cool tutmaktadır. Ve Eşref'in bir cigaralık sarma betimlemesi var aman derim..

21 Ekim 2012 Pazar

Hayat ne garip kuşlar felan!

Yazasım var ama yazdıkça kapanıyorum ve sanki söylediğim her şey söyledikten sonra anlamsızlaşıyor ve önemini kaybediyor. Çok zor zamanlar geçirdim ki kendimi güçlü sanırdım. Güç tükenen bir şeymiş. Ve tükenirken kişinin kendine olan güvenini de yanında götürebilirmiş. Hayatımı kontrol edemiyorum ve kontrol etmem gerektiğini de düşünmüyorum.
Niçin karamsarım tanrım? Ben böyle değildimmmm geliyor zakkumdan
İşte sanki bana anahtar kelimeler verilmiş de hikaye yazmamı bekliyorlar oysa ben kelimelerimi kaybetmiş gibiyim.. İnsan kendisine bile güvenmezken çevresine nasıl güvenebilir. Yani bahsettiğim baya baya yakın çevre.. Hani içerisinde ailenizin, çocukluk arkadaşınızın belki sevgilinizin-eşinizin, hani dostum dediğiniz birlikte sabahlara kadar sohbet ettiğiniz sırdaşınızın ne biliyim işte anladınız güvenmeli mi?
        İşte dediğim gibi yaa yazdıkça anlamsızlaşıyor...

9 Ağustos 2011 Salı

çalışmak güseldir !


Evet, Üniversiteyi bitirdikten sonra çılgın ve zevkli başlayan iş hayatım sonrasında sekteye uğradı ve beni pek de memnun etmemeye başlamıştı. Aslında bunu grafiklendirebilirdim fakat zor geldi şöyle düşünün ki sürekli düşen bir ivme !!
Sonra, İstanbul'a taşındım Yüksek Lisansa başladım, sandım ki "okul hayatı beni bir sürede olsa rahatlatır demekki ben iş yaşamına hazır değilim" Fakat durumun bu şekilde de olmadığını anlamam uzun sürmedi dersler zevksiz, hocalar sadece teorik ve master de pek matah gelmedi. Tabi bu durum Marmara Ünv.'nin eğitimsizliğinden de kaynaklanabilir.
Neyse okul bitti, 1 hafta tatil yaptım ve iş aramaya başladım aman allaım o ne sancılı süreç benim stres yapmam için 2 hafta bile yetti.. Sanki sonsuza kadar iş bulamayacakmışım gibiydi.. İstediğim alan olan İnsan Kaynakları sektörü adından utanmadan ucuz çocuk işci çalıştırırcasına önerdikleri ücretlerle görüşme sırasında sinirden gülmemi sağladı( evet farkındayım çok profesyonelce) Hatta arkadaşıma söylediğimdeki yorumu az bile yapmışsın keşke osursaydın :D

Ve ben şimdi Pazarlama alanında çalışıyorum 2. haftam bitmek üzere ve aman nazar değmesin mutluyum yaaww
özlemişim yine yeniden ofisde olmayı yeeeyyy ((:


14 Haziran 2011 Salı

Seçmeli mi Seçmemeli mi?


Azalarak falan bile değil direk bitmesini istiyorum facebook üzerinden siyasetin!
Akp'lileri kutlarım, Chp'liler ha gayret biraz daha çalışmalı,mhp'liler bu sefer size güveniyordum açıkcası sağ fraksiyondan biraz da olsa güçsüzleştirebilirsiniz diye...
Yıllarca siyaset yapmasına izin verilmemiş sağcılar ve solcuların politikadan bihaber çocuklarıyız biz. Protestolarımız bile sanal,gerçek değil... Ve o dönemde ne sağcılar ne de solcular siyaset yapamazken, siyaset bir kesimin eline kaldı ve işte şimdi bunun sonuçlarını görüyoruz. Sol hiçbir zaman o kadar güçlü olmadı ki şimdi olsun, asıl yanlış merkez sağı güçlendirememekte.. Nerede Demokratlar? Bence bilinçli bir şekilde çıkmıyorlar meydanlara,sokaklara nerede bir zamanların muhafazakar DYP'lileri ANAP'lıları..Kaderimiz iki parti arasında geçmemeli nerede çok partili seçim hakkımız?Ya canım DSP'nin, CHP biraz daha oy alabilsin diye sessiz durması.
Hiçbir partiye yakın hissetmezken kendimi sadece zorunluluktan oy vermekten yana da değilim. Önümüzde 5 yılımız var, şimdiden çalışmalı, fakat sizde bilmiyorsunuz değil mi nereden başlamalı?

13 Haziran 2011 Pazartesi

OYun

Oyun
Yundun yıkandın suyunda
Yangınımdan ziyansız çıktın
Bulutuma dokundun güneşimi tuttun
Dağlarımı denizimi göğümü aştın
Dize geldi zaman eğildi önünde

Ah efendim bırak beni
Bir başım var alıp gideyim
Ah efendim bırak gideyim
Oyun bu, sen kazandın ben kaybettim

Küçüktüm
Neler neler gelirdi aklıma, hala gelir
Sarhoş olurdum geceden
Yıldızlara böceklere hesap verirdim sade
Ah efendim, bir başım var alıp gideyim ben kaybettim

Geldin oturdun soframa
Yaktın beni canımı küle çevirdin
Ateşim suyum gülüm vardı
Yedin beni herşeyimi tükettin
Dize geldi zaman eğildi önünde

Ah efendim bırak beni
Bir başım var alıp gideyim
Ah efendim hiç anlamadın
SEN KAZANDIN AMA BEN HAKLIYDIM!

Ezginin Günlüğü

5 Nisan 2011 Salı

Başlıksız

Hiçbir zaman eskisi gibi olamamak!